Köpekleri elektrik çarpan semt

İnanılmaz ama gerçek, Nişantaşı’nın ortasında köpekleri yerden elektrik çarpıyor. Hatta bir iddiaya göre çiş yapan bir erkek köpek akımdan ölmüş

Köpekli bir arkadaşımız yaşadığı sahil semtinden Nişantaşı’na taşındı. Geçen akşam bize geldiklerinde konu köpekleri Zeytin’e de geldi. Nasıl gezdiriyorsun o yeşilsiz Nişantaşı sokaklarında, diye sordum. Bir sordum, bin işittim. İlk başlarda çok fena değildi, diye başladı. “Bahçe yok, toprak yok ama kaldırımlarda idare ediyorduk. Maçka Demokrasi Parkı da köpekler için güzel” dedi. Fakat bir gün başlarına gelen absürt bir “sokak kazasından” sonra durum iyice altüst olmuş. O günden beri Zeytin çişini son sürat apartmanın kapısına, hatta koridora yapıp koşa koşa eve kaçıyormuş. Bazen de hiç çıkmamak için direniyormuş. Bir keresinde koca köpeği kucaklayıp arabaya bindirip öyle götürmüşler parka.
O gün ne olmuş derseniz... Parktan eve dönerken Zeytin Topağacı’nın köşesinde birdenbire ciyak ciyak bağırmaya başlamış. Hani çok canları acıdığında bağırıp ağlarlar ya, öyle. Önce anlamamışlar, panik olmuşlar. Çevredeki esnaf ve yoldan geçenlerle konuşunca durum anlaşılmış. İnanılmaz ama gerçek, Nişantaşı’nın ortasında köpekleri yerden elektrik çarpıyor!

DİREKTE KAÇAK VAR

Şişli Belediyesi bir süre evvel Ihlamur Yolu’nu Topağacı’nın iki yönlü caddesini reklam panolarıyla donattı. İşte bu panoların bazılarının elektrik bağlantısı çok kötü yapılmış. Yoksa yapılmamış mı desek? O reklam direklerinin yanından geçen köpekler bizim tabirimizle yere “çıplak ayakla” bastıklarından anında çarpılıyor. Sahipleri de ne olduğunu anlayana kadar akla karayı seçiyor.
Arkadaşımız birkaç kişiyle konuşunca mahalledeki tek kurbanın köpeği olmadığını görmüş. Neredeyse Topağacı’nda oturan tüm köpek sahipleri aynı dertten mustarip. Hatta bir iddiaya göre, tam o noktaya çiş yapan bir erkek köpek akımdan ölmüş. Mahalleli Şişli Belediyesi’ne şikayet yağdırıyormuş ama bugüne kadar değişen bir şey yok. Şişli Belediyesi müdahale etmek için bir çocuğun falan mı ölmesini bekliyor acaba? Hani hayvanları canlıdan saymıyorlar ya...

Bir köpek hiç köpek İki köpek çok köpek

Evin erkeği Ankara’ya gidince, biz de anne-Leyla-Efe üçlüsü olarak adaya gittik. Böylece annemlerin adadaki dört ayaklı nüfusu bir buçuk köpek ve bir kediden ibaretken Efe’yle birlikte üç canavar köpeğe çıktı. Bir buçuk diyorum, çünkü Body kapının önünde yaşıyor. Zeze’yle ikisi birlikteyken bizimkinin Allah vergisi yüksek sesini saymazsak çok fazla gürültü olmuyor. Fakat Efe’nin gelmesiyle birlikte geçen seneki çete günlerinin hatırladılar ve sayı üçe katlanmış gibi oldu.
Adada geçirdiğimiz üç gün boyunca kendimi sürekli “Zeze sus, Efe bağırma, Body kes sesini” diye bağırırken buldum. Body dışarıda havlıyor, bizimkiler kapının iç tarafından uluyor. Body havlayarak caddeye koşuyor, bizimkiler bahçe boyunca koşup kıyameti kopartıyorlar. Body kışkırtmalarına bir de bahçedeki kargaları ve kedileri kovalama hırsı da eklenince ben çıldıracak hale geldim. Sokaktaki bütün bisikletlilerle evin kapısından geçen herkesi kovalamalarını ve annemin yakınından yürüyenlere havlamalarından hiç bahsetmeyeyim! En öz çocuğum (ex)kedim Ginger bunların gürültüsünden bahçeye bile çıkamadı, iki gün alt katta saklandı.
Belki de zırt pırt havlayıp Leyla’yı uyutmadıkları için de daha hassastım, bilmiyorum ama iki kedi-bir köpek kombinasyonunun kesinlikle iki köpek-bir kediden daha iyi olduğuna karar verdim bu üç günde. Bizim evde hiç bir zaman öyle çok gürültü olmaz. Efe arada sırada kapıya havlar, bazen de sokaktaki motokuryelere veya karşı apartmanların camlarında gördüğü kişilere söylenir. Karaçi’yle Muşka zaten ağzı var dili yok hayvanlar. Üstelik iki kedi birbirini gayet güzel oyaladığı gibi, Efe’yle de çok iyi anlaşıp oynuyorlar. Annemlerin evi tam tersi. Mikrop Zeze, saat başı mamasını yemek ya da ağzındaki çubuğu almak için Efe’yi ısırıyor. Zeze Ginger’ın poposunu koklarken burnuna tırmığı yiyip Ginger’i kovalamaya başlıyor, ona Efe de eşlik ediyor vs. vs. vs...
Siz ne dersiniz? Sizin kombinasyonunuz hangisi? “Bir köpek hiç köpek, iki köpek çok köpek” mi diyorsunuz, yoksa “ben hiç birini almayayım” diyenlerden misiniz?

PAKO PANO

* Bu bebekler geçici evlerinde ama her an sokağa bırakılabilirler. Sokaktan kurtarılmış iki aylık Somon ve kardeşi için evinizde ve yüreğinizde bir yer var mı? Ev adabına alışkın, ilk tedavileri yapılmış ve sağlıklılar.(533) 622 44 59

* Badem 50 günlük dişi bir kedi ve iki kardeşi var. Yavrularını karıştıran bir kedi onu annesinden kopardı ve sonra da terk etti. Gerçek annesi de sahiplenmedi. Almak zorunda kaldığımız bu yavruların aşılarını yaptırdık. Badem de şimdi kardeşleri gibi sağlıklı, çok cana yakın ve oyuncu. Kuru mama yiyor ve tuvalet terbiyesi var. Onu yalnız bebekken değil, bir ömür sahiplenmek isterseniz arayın. (532) 426 15 60

* Şeker henüz 2 aylık dişi kedi, kardeşi de var. Yağmurda metronun girişinde ağlarken bulduk, annesi gelir diye dokunmadık ama dönüşte yine ağlar bulunca annesini kaybettiğini anladık. Aşılarını yaptırdık. Sağlıklı, tuvalet terbiyesi var. Cana yakın, oyuncu ve şirin yavruya bir yuva arıyoruz. (532) 416 81 47
Yazarın Tüm Yazıları