Sağlık alanında Türkiye'den üç iyi haber

Bugün sağlık konusunda Türkiye'de gerçekleştirilen üç iyi gelişmeyi sizlerle paylaşacağım. Cerrahi müdahalelere "yerli dokunuş..." "Kayısının çekirdeği diş sektörüne girdi" ve "Akciğer kanserine karşı yerli genetik tanı kiti üretildi." Buyrun okuyun.

Haberin Devamı

Cerrahi müdahalelere "yerli dokunuş"

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Lütfi Öksüz ve ekibi, ameliyatlarda neşter gibi kullanılan ve yurtdışından 30 bin dolara ithal edilen "plazma koter" adlı tıbbi aleti yerli imkânlarla üretmiş.

Prof. Öksüz, AA muhabiri Murat Yolcu’ya TÜBİTAK'ın, devlet desteğiyle yurtdışından ithal edilen sağlık malzemelerinin yerlileştirilmesi yönünde proje üretilmesi çağrısı yaptığını anımsatarak, kendisinin de SDÜ Göller Bölgesi Teknokenti'nde yer alan firmasında 1,5 yıl önce bu yönde çalışmalara başladığını anlatmış.

Haberin Devamı

Bu kapsamda cerrahi müdahalelerde keski amaçlı kullanılan "plazma koter" adlı tıbbi aleti üretmek için proje geliştirdiklerini belirten Lütfi Öksüz, bunu başardıklarını, TÜBİTAK'tan destek almaya hak kazandıklarını söylemiş.

Cihazın, hayvanlar üzerinde uygulandığını ve başarılı sonuçlar elde edildiğini anlatan Prof. Öksüz, söz konusu cihazın ticarileşmeye hazır olduğunu vurgulamış.

Sağlık sektörünün ameliyatlarda sıkça kullanılan plazma koterde yurtdışına bağımlı olduğunu ve bunun da ciddi bir döviz çıktısına sebep olduğunu ifade eden Öksüz şöyle devam etmiş:

"Ürettiğimiz cihaz piyasada yaklaşık 30 bin dolar. Biz bunu yerli imkânlarla seri üretime geçildiği takdirde 3'te 1 fiyatına mal edebileceğimizi düşünüyoruz.

Söz konusu cihazın yanı sıra plazma teknolojisiyle kanamayı durduran, yaraları iyileştiren ‘argon plazma koagülasyon’ cihazı da ürettik. Bu cihaz özellikle terörle mücadele sırasında yaralanan güvenlik güçlerine ilk müdahale esnasında kan kaybının önüne geçilmesinde kullanılabilecek.”

* * *

Haberin Devamı

Bize hocamızı kutlamak, iki cihazın da bir an önce kullanıma başlanmasını dilemek düşüyor.

Akciğer kanseri hastaları için

yerli genetik tanı kiti üretildi

Sağlık haberlerine ilgi büyük. Eğer hastalık kanser ise, hasta ve yakınları için olumlu her haber ‘ilaç’ gibi geliyor.

Bu iyi haber Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Ajlan Tükün’den geliyor:

"Ülkemiz açısından oldukça önemli olan ve yurt dışı kitlere bağlı olduğumuz bir konuda araştırmacılarımız yerli bilgi birikimi ve iş gücü kullanarak akciğer kanserinde mevcut moleküler tedavi hedeflerini saptamaya yönelik bir tanı kiti geliştirdi."

Haberin Devamı

Prof. Tükün, AA muhabiri Hatice Şenses’e yaptığı açıklamada, sanayi ve üniversite iş birliği kapsamında üretilen tanı kitiyle, akciğer kanserinde tedavi hedefi olan tüm genetik değişikliklerin saptanıp, birkaç aşamada yapılabilecek testlerin tek çalışmada sonuca ulaşması ve bu sayede de bireysel tedavinin gerçekleştirilebilmesinin hedeflendiğini söylemiş.

Tükün yapılan çalışmayla daha ucuz ve bireyselleştirilmiş tedaviye kapı açılmasının amaçlandığını belirterek, kitin yeni nesil DNA dizileme platformlarına özgün olarak tasarlanmasıyla uygulama aşamasında, özellikle fiyat açısından büyük bir avantaj sağladığını ifade etmiş ve eklemiş:

Haberin Devamı

“Proje özellikle bireyselleştirilmiş tedavinin tüm gelir gruplarına ulaştırılması açısından oldukça önemli.

Proje, üniversite ayağında Ankara, Okan ve Konya Gıda ve Tarım üniversiteleri, sanayi ayağında da Düzen Laboratuvarlar Grubu’nun iş birliğinde yürütülerek başarılı bir şekilde tamamlandı. Tanı kitlerinin üretilmesiyle amaç, hasta yararını gözetmektir. Normal şartlarda oldukça pahalı olan bu tarz tanı işlemlerinin yeni nesil DNA dizi platformları kullanılarak daha hızlı, ucuz ve yüksek güvenilirlikle yapılması mümkün olmaktadır.

Dünyada, akciğer kanserine yönelik kitlerle genlerin ayrı ayrı taranması mümkündür. Ancak bizim ürettiğimiz tanı kitiyle akciğer kanserinde tedavi hedefi olan tüm genetik değişiklikler saptanıyor ve birkaç aşamada yapılabilecek testler, bu kitle tek çalışmada sonuca ulaşıyor. Maliyet ve zaman kazanımından daha da önemlisi bu sayede yerli üretim sağlanıyor.

MUTASYONU TESPİT EDİYOR

Haberin Devamı

Son yıllarda farklı mutasyonlar saptanan akciğer kanseri olguları için kişisel bazda, moleküler tedavi yöntemleriyle geliştirilen ilaçlar pazara sunuldu. Bu sayede sağ kalım oranında artış sağlanıyor ve hastanın bundan yararlanabilmesi için ilaçların etki mekanizmaları farklılığını ve doğru ilaç seçimi için o hastada hücre içerisindeki moleküler mekanizmada meydana gelen değişikliklerin tespit edilmesi gerekiyor."

Prof. Dr. Tükün, tanı kitleriyle de hangi gende mutasyon olduğu tespit edilerek, hastaya doğru ilacın verilmesinin sağlanabildiğini vurgulayarak, kişilerin bu tedavilerden faydalanabilmesi için akciğer kanseriyle ilişkili bazı genlerinin taranarak değişimlerin saptanması, sonrasında tespit edilen değişimlere göre ilaç yönlendirmesinin yapılmasının önerildiğini anlatmış.

Bu testin yaptırılması için hekimin talep etmesi gerektiğini dile getiren Tükün, sözlerini şöyle tamamlamış: "Doktor testi istediği zaman yaptırıyor. Kit şu an aktif şekilde küçük hücreli olmayan akciğer kanseri için geçerli olarak kullanılabiliyor.

Günümüzde akciğer kanseri de dahil pek çok kanser türünde moleküler genetik çalışmalar hem tanıda hem de bireyselleştirilmiş tedavi olarak isimlendirilen hastaya uygun tedavinin belirlenmesinde oldukça önem kazanmıştır. Testten bu anlamdaki beklentimiz, mevcut ihtiyacın yerli bir üretimle karşılanmasıdır."

* * *

İşte ilgilisine 'iyi gelecek' haber bu.

Kayısı çekirdeği kabuğu tozundan diş

protez temizleyicisi ve parlatıcısı üretildi

Birisi gelip “Şunu ürettim, bunu icat ettim” dese, şüpheyle bakarsınız. Ama söyleyen Malatya’daki İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi ise durup dinlersiniz.

Biz de dinleyelim bakalım, Sayın Yrd. Doç. Dr. Erkan Bahçe ne diyor.

“Küçük yaşlarda kayısı çekirdeğini zemine sürerek düdük yapmaya çalışırdım.

Kabuğu zemine sürdüğümde alanda sürekli bir parlama olurdu. Bunu unutmadım.

Üniversitede akademik hayata geçince bu parlamanın gerçek hayata nasıl dönüştürülebileceği üzerinde düşünmeye başladım.

Kayısı çekirdeği kabuğu yakılarak heba edilen bir ürün.

Bunu nasıl değerlendiririz diye düşünürken çocukluktan kalan o anım nedeniyle çalışma yaptım.

Dişçilik alanında silikozis hastalığının oluşması ve yüzeylerde parlatmaya daha çok ihtiyaç duyulması nedeniyle denemeler yaptım.

İlk aşamada olumsuzluklarla karşılaştım. Sonra 'bu olumsuzlukları nasıl bertaraf ederiz?' diye biraz malzemeler üzerinde değişiklik yaptık. Yani kayısı çekirdeği kabuğuna katkılar yaparak diş protezinde kullanılmasını sağladım.

Daha sonra bu çalışmamı İhracatçılar Meclisi'nin düzenlemiş olduğu Ar-Ge proje pazarında sundum ve ikinci oldum.

Sanayiciler özellikle gemi sektöründe, uçakların, araçların boya değişiminde böyle bir şeye ihtiyaç olduğunu söylüyor.

Önümüzdeki hafta İstanbul'a gidip sanayicilerle tekrar görüşeceğim. Daha sonra projemi İngiltere’de sunacağım. Umarım değişik sektörlerde de kullanma imkânı olur. Çünkü biz bu kabukları yakıyoruz heba ediyoruz. Değerli bir malzeme olduğunu tespit ettik. Bunu da inşallah değerlendireceğiz."

* * *

Bazen bir anı, bazen bir hayal insanı mucit yapıyor.

Sayın hocamıza da başarılar diliyorum.

* * *

Türkiye’de iyi şeyler de oluyor, iyi haberler de var derken bu çalışmaları kastediyorum.

Hepsinin yolu açık olsun. Tüm hastalara umut olsun.

* * *

Herkesin, her zaman iyi haberler alması dileğiyle…

Yazarın Tüm Yazıları